19. TÜRK TARİH KONGRESİ'NİN ARDINDAN

3-7 Ekim 2022'de Ankara'da 19. Türk Tarih Kongresi gerçekleşti. Türk Tarih Kongresi, Türkiye'de bilimsel alanda yapılan en önemli organizasyon olduğu gibi tüm dünyada da örneğine pek rastlanmayan bir toplantıdır. İlki, daha Türk Tarih Kurumu'nun kuruluşundan hemen sonra (1932) gerçekleştirildi ve bugüne kadar neredeyse kesintisiz olarak yapıldı. 1932 ve 1937 yıllarında Mustafa Kemal Atatürk bizzat I. ve II. Türk Tarih kongrelerine katıldı. Türk Tarih Kurumu, Belleten dergisi ve Türk Tarih Kongresi'nin yurtiçinde ve yurtdışında lisansüstü tezlere konu edilmesi de kurumun ve kongrenin tüm dünyada tarih araştırmalarında oynadığı role işaret etmektedir. Kongrenin açılışına ve çalışmalarına devlet adamlarının katılması, Mustafa Kemal Atatürk'ün bu mirasına sahip çıkıldığını ve bu geleneğin en üst seviyede devam ettirildiğini göstermektedir. Nitekim 19. Türk Tarih Kongresi'ne de Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, eski başbakanlardan Binali Yıldırım katıldılar. Açılış konuşmalarını Kurum Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammet Hekimoğlu yaparken, açılış konferansını da Prof. Dr. İlber Ortaylı verdi. Hazırlıkları yaklaşık 1.5 yıl önce başlayan ve aynı anda 6 ayrı salonda yapılan kongreye 24 ülkeden 233 bilim adamı katıldı. Oturumların başlıkları da çok manidardı: Ege, Anadolu, Karadeniz, Rumeli, Marmara, Akdeniz. 233 bildiriden 96'sında Osmanlı Devleti, 38'inde Türkiye Cumhuriyeti konu edildi. Osmanlı tarihine ülke içi ve dışından olan ilgi dikkate alındığında bu oran, son derece normaldir. Bununla birlikte İslam Öncesi Türk Tarihi ve Selçuklu alanlarındaki bildiri sayısı oldukça azdı. Aynı şeyi Doğu Avrupa Türk Tarihi ve Orta Asya Türk Tarihi için de söylemek mümkün. Hâlbuki son yıllarda tüm bu konulara ilgi artmaktadır. Yabancı ülkelerden katılıma bakıldığında; son yıllarda Avrupa ülkelerinden katılımın azaldığı söylenebilir. Bunun sebepleri arasında Batı'da Türk tarihini çalışan ve Türk Tarih Kurumu'nu bilen akademisyenlerin sayısının azalmasını ve Türk tarihini çalışan yeni nesil tarihçilerin sayısının az olmasını sayabiliriz. Covid-19'un hâlâ devam etmesi ve dünyanın dört bir tarafında savaş ve çatışmaların sürmesi de yurtdışından katılımı olumsuz etkiledi. Nitekim davet edilmiş olmalarına rağmen Rusya ve Ukrayna'dan gelecek tarihçilerin önemli bir kısmı toplantıya katılamadı. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan gibi cumhuriyetlerden katılım olsa da Türkmenistan ve Rusya'ya bağlı Türk cumhuriyetlerden gelen bilim insanının sayısı çok azdı. Hâlbuki yurtdışından katılımın olması çok önemlidir. Zira kongre açılış konuşmasında Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın da belirttiği gibi Türk Tarih Kongreleri, Türkiye için kültür diplomasisi rolü oynamaktadır. Yurtiçinden ise kongreye her zaman olduğu gibi ilgi büyük oldu. Başvuru sayısı 500'ü geçmişti. Kongreye katılan katılımcıların önemli bir kısmı, genç akademisyenlerdir. Bu bağlamda kıdemli ve emekli hocaların sayısının istenildiğinden daha az olduğunu belirtmek gerekmektedir. Hâlbuki 19. Türk Tarih Kongresi, belki de çoğu için son Türk Tarih Kongresi olacaktı. Ancak yine de 19. Türk Tarih Kongresi'nin 3 farklı dönemin tarihçilerini bir araya getirdiği söylenebilir. Bu da genç tarihçilerin ders alamadıkları hocalarla bir araya gelmeleri, çalışmalarıyla ilgili tavsiyeler almaları, uzaktan takip ettikleri hocaların kitaplarını imzalatmaları için iyi bir fırsat oldu. 19. Kongre'nin önemli özelliklerinden biri de kongrenin aynı anda 6 farklı salonda olmasına rağmen tüm salonların dolu olmasıdır. Kurum yönetiminin Ankara'nın önemli üniversitelerinden kongre yerine ulaşım sağlamasının da bunda önemli katkısı vardır. Nitekim kongreye çok sayıda lisans, hatta lise öğrencisi katıldı. Yüksek lisans ve doktora öğrencileri ise Anadolu'nun dört bir tarafından kendi imkanlarıyla gelip kongre çalışmalarına aktif katılımlarda bulundular. Bu da tek başına tarihe olan ilgiyi ve genç akademisyen adayların işlerini ne kadar ciddiye aldıklarını göstermektedir. Her ne kadar tarih bölümleri mezunları ve doktora yapan tarihçiler iş bulma konusunda zorlansalar da tarih araştırmalarına ilgi artmaya devam etmektedir. 19. Türk Tarih Kongresi'nde sunulan bildiriler, artık Türk tarihçilerinin Osmanlı arşivlerinin yanı sıra dünyadaki bütün arşivleri çok iyi tanıdıklarını ve bunlardan istifade ettiklerini gösterdi. ABD ve İngiltere'deki arşivlerin yanı sıra artık Rusya, Macaristan, İsveç ve diğer ülkelerdeki arşiv belgeleri de Türkiye'de çok iyi bilinmektedir. Başta Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığı'na bağlı TTK, TDK ve diğer merkezler, MEB, TÜBİTAK olmak üzere devlet kurumlarının tarih alanında yurtiçi - yurtdışı burs vermeleri ve projeleri desteklemelerinin de şüphesiz bunda etkisi büyüktür. Son yıllarda Türk Tarihi'nin farklı dillerdeki kaynaklarının Türkçeye tercümesinde büyük mesafe kat edildi. Kongredeki bildirilerde de bu konuya büyük önemin verildiği görülmektedir. Yine kongrede sunulan bildirilerin önemli bir kısmı arkeolojiye dairdi. Bunun sebebi, Türk Tarih Kurumu'nun eskiden beri arkeolojik çalışmalara destek vermesi, son dönemde ise bu desteğin katbekat artmasıdır. Arkeolojik kazı raporları şüphesiz birinci el kaynaklardan elden edilen verileri zenginleştirmekte ve tamamlamaktadır. Kongrenin açılış panelinin arkeoloji ve sanat tarihini konu etmesi de bu açıdan çok manidardır. Ayrıca Türkiye'de ayrı bir Arkeoloji Enstitüsü'nün kurulması da gündemde. Kongre katılımcıları için doyurucu bir kültür programı da hazırlandı. Kongre, Anıtkabir ziyaretiyle başladı, üçüncü gün ise Ankara'nın önemli müzelerinden Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile T. C. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi ziyaret edildi. Kongre salonlarının hemen yanında kitap satış noktasının bulunması, kongre katılımcılarına Türk Tarih Kurumu'nun son yayınlarıyla tanışma fırsatı verdi. Ancak kurumdan çıkan son yayınların fiyatları özellikle öğrencileri hayal kırıklığına uğratmaktadır. Kâğıt fiyatlarının artışı ve diğer sebepler, doğal olarak kurumun kitap basım maliyetlerini de arttırmış bulunmaktadır. Ancak yine de dünyanın tamamında yaşanan ve kitap basım sektörünü de etkileyen ekonomik krize rağmen Türkiye'de en azından şimdiye kadar kitap basımında büyük bir azalma görülmedi. Türk Tarih Kurumu dünyadaki teknoloji trendleri takip ederek açılış oturumunu canlı olarak kurumun YouTube kanalından yayınladı. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin gençlere yönelik çok önemli çalışmaların öncüsü oldu. Liselerdeki tarih öğretmenleriyle toplantıların yapılması, gençlere yönelik tarih içerikli kısa videoların hazırlanması, bu faaliyetlerin başlıcaları. Öyle anlaşılmaktadır ki bildiriler, önceki (18.) kongrenin bildirileri gibi yalnızca online basılacak ve Cumhuriyetimiz'in 100. yılına yetiştirilmeye gayret gösterilecektir. Kurum başkanı ve tüm çalışanlarının özverili çalışmaları sayesinde organizasyonu en üst seviyede yapılan 19. Kongre sona erdi. Ancak bundan sonrasında da hem kurumu hem de bütün tarihçileri yeni bir dönem bekliyor. 2023 yılında Cumhuriyetimiz'in 100. yılı kutlanacak, 2026'da ise 20. Türk Tarih Kongresi düzenlenecektir. Ülkemiz tarihçilerine de bu süreçte önemli görevler düşecektir.