S-300’LER SURİYE’DE

Geçtiğimiz günlerde Londra’da yayımlanan El-Kuds el-Arabî adlı gazete, Rus yapımı S-300 füzelerinin Rus askerî uzmanların kontrolünde Suriye’ye ulaştırıldığı haberi çıkmıştı. Rus askerî ve diplomatik kaynaklar da Rus Nezavisimaya Gazetesi’ne yaptıkları açıklamada bu haberin doğru olduğunu, söz konusu füzelerin Suriye’ye çok gizli bir şekilde son iki yılda ulaştırıldığını belirtmişlerdir. Elde edilen bilgiye göre de günümüzde Suriye topraklarında 4 S-300 füze kompleksi bulunmaktadır. Rusların S-300 füzelerini Suriye’ye satışı ile ilgili anlaşma daha 2010 yılında imzalanmış ve uluslararası baskıya rağmen Kremlin, söz konusu anlaşmayı hayata geçirme konusunda kararlı davranmıştır. Bunun iki önemli nedeni vardır. En başta, Rus silahları günümüzde büyük ölçüde eski Sovyet cumhuriyetleri ile Orta Doğu’da ilgi görmektedir. Rusya’nın silah sattığı ülkelerin çoğu, günümüzde çeşitli etnik, dinî vs sorunlarla boğuşmaktadırlar. Dolayısıyla Suriye’nin iç savaş yaşıyor olması, Rusya’nın S-300 füzelerini satması için engel değildir. Aksi hâlde güvenilir ortak olmaktan çıkarak Rusya, silah pazarındaki payını kaybedebilir. İkinci neden ise S-300’ün Suriye’yi kısmen de olsa koruyabileceğine dair düşüncenin hâkim olmasıdır. Özellikle S-300’ün İsrail ve Türkiye’nin Suriye’ye yapabilecek muhtemel saldırıda kullanabileceği, hatta söz konusu füzelerin adı geçen ülkeleri saldırıdan alıkoyacağı yönünde düşünceler söz konusu olabilir. Rus askerî ve diplomatik kaynaklara göre S-300 füzeleri, Suriye’de Esad rejimini destekleyen Şiilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelere yerleştirilmiştir. Muhtemelen de füzeler, Suriye’ye iç savaşın başlamasından hemen sonra ulaştırılmıştır. Nitekim son bir yıldır birçok kez Rus askerî deniz filoları Tartus limanına uğramışlardır. S-300 füzelerinin Suriye’ye teslim edilmiş olması, Suriye Silahlı Kuvvetleri’nde Rus askerî uzmanların bulunduğuna dair ipuçları vermektedir. Bununla birlikte Suriyeli uzmanların da bu konuda eğitildiklerine dair bilgiler mevcuttur. Diğer taraftan Rus gemilerinin Tartus limanı dâhil olmak üzere Akdeniz’de ondan fazla gemi bulundurmaktadır. Bu husus, Rus yetkililerin S-300’lerin teslim edildiğini açıkça kabul etme olayı ile birlikte Kremlin’in uluslararası kamuoyununa bir mesaj vermek istediğine işaret etmektedir. Moskova, bir kez daha uluslararası baskıya rağmen Suriye meselesi ile ilgili görüşünü değiştirmediğini ve dışarıdan yapılabilecek herhangi bir silahlı müdahaleye karşı olduğunu sergilemiştir. Batı’dan konuyla ilgili fazla bir tepki gelmemişken (en azından bu aşamada; daha önce Rusya’ya füzeleri teslim etmemesi yönünde baskı uygulanmıştı), Rus Dışişleri Bakanlığı’nın gündeminde başka konular vardır. Bu konulardan biri de Eurovision -2013 Şarkı yarışmasında Azerbaycan’ın Rusya’ya verdiği, daha doğrusu vermediği puanlarla ilgilidir. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, söz konusu puanların kayboluşunun, cevapsız kalmayacağını bildirmiştir. Bu konunun Rus Dışişleri Bakanlığı tarafından gündeme getirilmesi belki de doğrudan dikkatleri S-300’lerden uzaklaştırma isteğiyle ilgili olabilir. Diğer taraftan Batı’nın Rusya’ya Suriye konusundaki baskısı ve Rusya’nın Suriye meselesindeki tutumundaki kararlılığı, Rusya’nın Batı dünyası ve İsrail ile arasındaki münasebetleri fazla etkilememektedir. Aynı şeyi Türk-Rus münasebetleri için de söylemek mümkündür. Uçak krizi dolayısıyla yaşanan gerginliğe rağmen, Türk-Rus münasebetleri hızla gelişmeye devam etmektedir. Bundan çıkaracağımız önemli sonuçlardan biri de Rusya’nın bir takım nedenlerden dolayı (bu nedenler, konuyla ilgili daha önceki yazılarımızda sıralanmıştı) Esed rejimini desteklemesi, askerî müdahaleye karşı çıkması ve genel olarak bölgenin Rusya açısından büyük önem arz etmesine rağmen Orta Doğu bölgesinin, Rusya’nın komşularıyla münasebetlerini kolay kolay bozamayacak, ABD ile de yeni bir Soğuk Savaş’a sebep olamayacak olmasıdır. [1] Vladimir Muhin, “Rossiyskie Voenspetsı Uje v Sirii”, Nezavisimaya Gazeta, 16. 05.2013. [1] Vladimir Muhin, “Rossiyskie Voenspetsı Uje v Sirii”, Nezavisimaya Gazeta, 16. 05.2013.