UKRAYNA KRİZİNİN KÂRLISI: BELARUS

Uzun süreden beri devam eden Ukrayna krizi, bölgesel ve küresel ülkelerin birçok alanda zarar görmesine neden oldu. Kırım’ı kaybeden ve Rusya’ya sınır bölgelerinin ayrılıkçı hareketiyle uğraşmak zorunda kalan Ukrayna, istikrardan hâlâ uzak ve ekonomik sıkıntılar çekmektedir. Rusya, kendisi için hayatî önem taşıyan Kırım yarımadasına sahip olsa da Batı ile sorun yaşamaktadır. Buna bağlı olarak petrol fiyatlarının düşüşü ve uygulanan ambargo, Rus Rublesi’nin değer kaybetmesine ve Rusya’nın da ekonomik sıkıntılar yaşamasına sebep oldu. Batılı şirketler de Rusya’ya uygulanan ambargo ve Rusya’nın karşılıklı olarak uyguladığı ambargodan zarar görmektedirler. Yine Rusya’nın ekonomik sıkıntı yaşaması, Moskova’nın Türkiye de dâhil olmak üzere ticarî münasebetler geliştirdiği devletlerle Kremlin’in maddî olarak beslediği eski Sovyet cumhuriyetleri doğrudan etkiledi. Ayrıca Ukrayna krizi yaşanmasa ve Moskova ekonomik sıkıntı ile karşı karşıya kalmasaydı, Yunanistan’a daha farklı bir destekte bulunması da kuvvetle muhtemeldir. Bu örnekleri daha da arttırmak mümkündür. Bununla birlikte öyle bir ülke vardır ki, bu krizden birçok yönden kârlı çıkmaktadır. Bu ülkede Belarus’tur. Siyasi ve uluslararası alanda Belarus, Ukrayna krizi dolayısıyla büyük bir prestij kazandı. Belarus’un başkenti Minsk, Ukrayna krizinin tarafları arasındaki görüşmelere ev sahipliği yapmaktadır. Yıllarca kendisi de Batı’nın baskısı ve ambargosu ile karşı karşıya kalan Belarus ve yetkilileri, bu vesileyle birçok Batılı siyasetçi ve devlet adamını misafir etmektedir. Lukaşenko’nun AB’ye girişinin resmî olarak yasak olduğu bir dönemde Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Belarus’a geldi. Görüşmelerin konusunu bambaşka konu (Ukrayna) teşkil etmesine rağmen şimdiden uzmanlar, bu görüşmelerin Batı ile Belarus arasındaki münasebetlerin geleceği açısından olumlu katkıda bulunacağını ileri sürmektedirler. Diğer bir deyişle önümüzdeki dönemde Belarus’un Batı ile arasındaki buzların erimeye başlaması kuvvetle muhtemeldir. Belarus liderinin Ukrayna’daki kriz ile ilgili aktif faaliyetleri, Moskova tarafından da takdir görmektedir. Çünkü Belarus’un yerinde olacak bir arabulucu, Kremlin’i rahatsız edebilirdi. Belarus’da ise Vladimir Putin ve diğer Rus yetkililer, kendilerini çok rahat hissetmektedirler. Lukaşenko’nun bu hizmeti şüphesiz karşılıksız kalmamaktadır. Moskova, bu ülkeye verdiği maddî desteği göstermeye devam ettiği gibi 4 Mart 2015’te Vladimir Putin, Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko’yu Rusya-Belarus dostluk münasebetlerinin gelişimine yaptığı katkı dolayısıyla Rusya’nın en önemli devlet nişanlarından Aleksandr Nevskiy Nişanı’na layık gördü. Dolayısıyla Ukrayna krizi, Lukaşenko ve Belarus’un gerek Batı ile gerekse de Rusya ile münasebetleri için yeni fırsatlar yarattı. Ukrayna krizinin, Lukaşenko’nun iç politikası, daha doğrusu önümüzdeki dönemde gerçekleşecek devlet başkanlığı seçimleri açısından da olumlu katkısı vardır. Daha önceki seçimlerde ekonomi alanındaki başarıları ön plana çıkartan Avrupa’nın değişmez lideri, bu sefer istikrara vurgu yapacaktır. Yani, kendisi seçilmediği takdirde Belarus’un da Ukrayna’ya dönüşebileceğine işaret edecektir. Sınırlı da olsa ülkede mevcut olan muhalif grupların da bu bağlamda söyleyecekleri pek bir şey yoktur. Ukrayna-Rusya münasebetlerinin bozulması, Belarus-Ukrayna ticarî işbirliğinin gelişimini de sağladı. Ukrayna, daha önce Rusya’dan aldığı ürünleri şimdi Belarus’dan almaktadır. Yine buna bağlı olarak eskiden beri gündemde olan ve Rus gazını Belarus üzerinden Avrupa’ya ulaştırması öngörülen Yamal-Avrupa - 2 boru hattı yeniden görüşülmeye başlandı. Bu projenin hayata geçmesi de Belarus ekonomisine önemli katkıda bulunacaktır.[1] Netice itibarıyla Ukrayna’daki gelişmeler, bütün bölgenin istikrarı açısından bir tehdit olsa da Belarus’un değişmez lideri Aleksandr Lukaşenko, söz konusu tehditleri, kendi ülkesi açısından fırsatlara dönüştürmeyi başarmaktadır. Yıllarca Batı izolasyonu ve ambargosu ile karşı karşıya kalan Lukaşenko, günümüzde NATO ile dahi görüşmeler başlatabileceğini dile getirmektedir.[2] Yine Ukrayna krizi, Belarus’un değerini Moskova açısından da arttırmaktadır. Zira Kremlin’in müttefik ve dostu azalmaktadır. Belarus’un Batı ile yakınlaşmaya çalışması, Moskova’nın bu ülkeyi kaybetmemesi için daha fazla maddî destekte bulunmasına yol açabilir. Kaldı ki zaten Ukrayna’daki kriz, Belarus’un ekonomisine önemli katkıda bulunmaktadır. Özellikle yukarıda bahsedilen enerji projesinin hayata geçmesi, bu bağlamda Belarus açısından büyük önem arz etmektedir. [1] Denis Lavnikeviç, “Vıgodnaya Voyna”, http://www.gazeta.ru/politics/2015/03/04_a_6434753.shtml, Erişim Tarihi: 5.03.2015 [1] Denis Lavnikeviç, “Lukaşenko Flirtuet s NATO”, http://www.gazeta.ru/politics/2015/02/19_a_6419169.shtml Erişim Tarihi: 5.03.2015