TATARİSTAN-TÜRKİYE MÜNASEBETLERİ
1994 yılında Moskova ile Tataristan Hükümeti arasında imzalanan Yetkileri Paylaşma Anlaşması ile Tataristan Cumhuriyeti, dış ülkelerle münasebetler tesis etme hakkı kazanmıştır. Günümüze kadar Tataristan 100’den fazla anlaşma ve protokol imzalamıştır ki, bunların çoğu ticarî ve ekonomik içeriktedir. Tataristan’ın dış ülkelerle münasebetler geliştirmesinde 1990’lı yılların ikinci yarısında kurulan Yetkili Temsilciliklerle Yetkili Ticarî Temsilcilikler önemli rol oynamaktadır. Günümüzde Tataristan Hükümeti, 6’sı BDT ülkesi olmak üzere toplam 14 ülkede temsilcilik bulundurmaktadır. Söz konusu temsilcilikler, Tatar şirketlerinin yurtdışında tanıtımını yapmakta, yabancı şirketler için Tataristan’da iş imkânı ve ortak bulmaya yardımcı olmaktadırlar. Temsilcilikler ayrıca yurtdışındaki Tatar diasporası ile de yakından ilgilenmektedirler. Tatarlar yalnızca Rusya’nın değil dünyanın dört bir tarafına dağılmış olmalarından temsilciliklerin bu faaliyetlerinin yurtdışındaki Tatarların örf ve adetlerini korumalarında önemli rol oynadığı görülmektedir. Tatarların yurtdışında yoğun olarak yaşadıkları ülkeler ise şunlardır: Türkiye, Finlandiya, Japonya, ABD, Orta Asya cumhuriyetleri vs.
Dış ekonomik münasebetlerin gelişiminde Tataristan Devlet Başkanı başta olmak üzere Tatar yetkililerin yurtdışına yaptıkları ziyaretler ve yabancı devlet adamlarının Rusya ziyaretleri çerçevesinde Tataristan’ı ziyaretleri de olumlu katkıda bulunmaktadır. Ziyaretlerin gündemini ise genellikle ekonomik meseleler oluşturmaktadır.
2009’da cumhuriyet, dünyanın 130 ülkesiyle ticaret yapmıştır. 2012’de Tataristan’ın ticaret hacmi, 25.2 milyar dolara ulaşmıştır. Tataristan’ın en büyük ticarî ortakları İtalya (% 13), Türkiye (% 12), Polonya (% 10), Hollanda (%7), Belarus (%6), Ukrayna (%5)’dır. İhracatın ana maddesi petrol (%66) ile petrol ürünleri (%15), ithalat ürünleri ise otomobil, ulaşım ve diğer teknik araçlardır. 2012’de Tataristan’a 735.6 milyon dolar değerinde dış yatırım yapılmıştır.[1] Tataristan’ın özel statüde bir cumhuriyet olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu rakamların hiç de küçümsenmeyecek seviyede olduğunu söyleyebiliriz.
Tataristan’ın en yakın münasebetler içerisinde olduğu ülkelerden biri de Türkiye’dir. Tataristan ile Türkiye arasında ilk resmî ilişkiler 22 Mayıs 1995’te dönemin Tataristan Parlamentosu Başkanı Farid Muhametşin ile dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin arasında imzalanan bir anlaşmayla başlamıştır. 1 Eylül 1996’da ise Tataristan’ın başkenti Kazan’da Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu açılmıştır.[2] Aynen Türk-Rus ilişkilerinde olduğu gibi Tatar-Türk ilişkileri de daha çok ekonomik alanda gerçekleşmektedir. Taraflar arasındaki ticaret hacmi, 2003 yılında 700 milyon Dolarken, 2012 yılında 3 milyar doları aşmıştır. Tataristan, Türkiye’ye petrol ve petrol ürünleri, kimya ve petrokimya ürünleri, yük araçları, helikopterler ihraç ederken Türkiye, Tataristan’a inşaat malzemeleri, mobilya, tekstil ve gıda ürünleri satmaktadır. Tataristan’da yaklaşık 300 Türk şirketi faaliyet göstermektedir. Türk inşaat şirketleri Kazan’ın 1.000 yıllığı ve Üniversite Oyunları dolayısıyla şehirde yapılan inşaat faaliyetlerine aktif olarak katılmışlardır.[3] Yukarıda adı geçen Tataristan Yetkili Temsilciliği, Türkiye’de de bulunmakta ve ikili münasebetlerin gelişimine önemli katkıda bulunmaktadır. Ekonomi alanındaki faaliyetlerin yanı sıra temsilcilik, Türkiye’de Sabantuy, Tatar kültür günleri ve önde gelen Tatar bilim ve sanat adamlarını anma günleri düzenlemektedir.
Yine ilmî münasebetlerin gelişiminin de son dönemde arttığını söyleyebiliriz. Özellikle Türk Tarih Kurumu’nun Ş. Mercanî Enstitüsü ile geliştirdiği işbirliği dikkat çekmektedir. Söz konusu iki kurumun işbirliğiyle Ankara’da İdil-Ural Tarihi ve A. N. Kurat’ın Hayatı ve Eserleri (2013) adlı ortak sempozyumlar düzenlenmiştir. Son yıllarda Türk Tarih Kurumu, Tatar tarihine dair veya Tatar kökenli bilim adamının çok sayıda eserini yayımlamış ya da yeni baskılarını yapmıştır. Bu çalışmaların başlıcaları şunlardır: Yusuf Akçura Türk Yılı 1928, haz. A. Tekin - A. Z. İzgeözer, TTK Yayınları, Ankara 2009; M. Hudyakov, Kazan Hanlığı Tarihi, çev. A. İshakî, haz. İ. Kamalov, TTK Yayınları, Ankara 2009; Ötemiş Hacı, Çengiz-Nâme, haz. İ. Kamalov, TTK Yayınları, Ankara 2009; V. Velyaminov-Zernov, Kırım Yurtuna ve Ol Taraflarga Dair Bolgan Yarlıglar ve Hatlar: Kırım Tarihine Dair Kaynaklar, haz. A. M. Özyetgin-İ. Kamalov, TTK Yayınları, Ankara 2009; A. Temir, Vatanım Türkiye: Rusya, Almanya, Türkiye Üçgeninde Memleket Sevgisi ve Hasretle Şekillenmiş Hayat Hikayesi, TTK Yayınları, Ankara 2011; Rus Elçi Raporlarında Astrahan Seferi, haz. İ. Kamalov, TTK Yayınları, Ankara 2011; A. A. Novoselskiy, XVII. Yüzyılın Birinci Yarısında Moskova Devleti’nin Tatarlarla Mücadelesi, çev. Kemal Ortaylı, yay. haz. E. Afyoncu - İ. Kamalov, TTK Yayınları, Ankara 2011; S. Acar, Kazan Hanlığı-Moskova Knezliği Siyasi İlişkileri (1437-1552), TTK Yayınları, Ankara 2013 vs . Bunların dışında A. N. Kurat’ın kitapları, Z. V. Togan Armağanı yeniden basılmıştır.
Yine Kazan’da yayımlanan yedi ciltlik Tatar Tarihi’nin Türkçeye çevirisi başlatılmıştır. Şüphesiz ilmî alandaki işbirliği, bu iki müessesenin ortak faaliyetleriyle sınırlı değildir. Üniversiteler arasında da işbirliği gelişmekte, öğretim üyesi ve öğrenci değişimi yapılmaktadır. Genel olarak Tataristan-Türkiye münasebetleri günümüzde başta diplomatik, ekonomi, kültürel ve ilmî alanlarda olmak üzere çok yönlü gelişmektedir. SSCB’nin yıkılışından daha yalnızca 20 yıl geçtiğini göz önünde bulundurursak münasebetlerde önemli mesafenin alındığını ve söz konusu işbirliğinin bundan sonra da tüm hızıyla devam edeceğini söyleyebiliriz.
[1] http://tatarstan.ru/about/international.htm
[2] İ. Kamalov, “Putin’in Merkeziyetçi Politikası ÇerçevesindeTataristan Cumhuriyeti”, Avrasya Fatihi Tatarlar, haz. İ. Kamalov, Kaknüs Yayınevi, İstanbul 2007, s. 226.
[3] Daha geniş bilgi için bkz. İlyas Kemaloğlu (Kamalov), “Tatarlar ve Tataristan”, Yeni Türkiye Dergisi, No. 53, Türk Dünyası Özel Sayısı, II, Temmuz-Ağustos 2013, s. 2013-2025.